Yerel yönetim yapısı olarak belediye binalarının doğası gereği, kentin etkileşim alanı içinde bulunması gerekmektedir. Bahsi geçen etkileşim alanının farklı sebeplerden yer değiştirmesi bu alandaki önemli aktörleri de yanında taşımasına sebep olur.
Bir anlamda kentin ağırlık merkezi olan yerel yönetim binaları, yıllar içerisinde kentin diğer aktörleriyle geliştirdiği çok katmanlı diyaloğu, yeni yerleşkesinde ne hızla ve ne derinlikte kuracaktır merakı bu projenin ortaya çıkışındaki ana sorunsal olarak tanımlanmıştır.
Demokratik ve katılımcı yönetim modelleri yerel yönetimlerden başlamalı ve bu çağın belediye binaları bu anlayışın ürünü olarak kentliye açık, şeffaf ve kentli ile birlikte sürekli yaşayan mekanlar olarak kurgulanmalıdır. Yer aldığı kent parçası içerisinde, kentlinin kendi evi gibi hissedeceği bir düzenleme kaygısı projeyi şekillendirmiştir. Proje arazisi, çevresiyle ilişki kurma gayreti içerisinde, arsanın potansiyellerinden vazgeçmeyen bir biçimde kullanılmıştır.
Bakırköy Belediyesi Hizmet Binası önerisi doğu – batı ekseninde İsmail Erez Bulvarı üzerinde uzayan bir kentsel aks ve güney- kuzey ekseninde Çolak İbrahim Sokağı ile bağlanan akslar çevresinde konumlanmıştır. İsmail Erez Bulvarı yönünde oluşturulan belediye meydanından protokol ve halk girişleri verilmiştir. Çolak İbrahim Sokak yönünden Meclis Binası, Belediye Binası halk girişleri ve konferans ve çok amaçlı salona ulaşılmaktadır. İki ayrı noktada tasarlanan girişler, belediye işlevlerinin dağıtıldığı iki atriuma doğrudan ulaşımı sağlar; bu iki atrium belediye üst katlarında birbiriyle doğrudan bağlantılıdır. Arazinin eğimli topoğrafyası göz önünde bulundurularak, üç farklı kotta organize edilmiş ve her üç kottan da belediye binası ve sosyal alanlarına bağlantı sağlanmıştır. Belediyenin sosyal yüzü olarak yorumlanan konferans salonu ve çok amaçlı salon İskender Iğdır parkı ve kent meydanının kesişim noktasında konumlandırılmış ve belediyenin kullanımının dışında da yaşayan bir mekan olması hedeflenmiştir.